Paramız Desimal Olmalıdır

               <<Önceki konu                     <<Ana sayfa>>                    Sonraki konu>>
___________________________________________________________________________

Desimal para usûlü:

Desimal para usûlünün faydası her millet tarafından takdir edilmekde ise de bazı iktisadî zaruretler dolayısiyle bir takım memleketler bunu tatbik edememişlerdir. Aşağıda imkân derecesinde bahsedildiğinden burada tekrar faydalarını zikretmeğe lüzum yoktur. Esasen herkesin, bu usûlün daha faydalı olacağını tasdik edeceği muhakkaktır.

Türkiye’de de bu usûl, bütün ilim ve fen adamlarının kafasında yaşadığı gibi, bu idare mekanizmasını elinde tutan büyüklerimiz de bunu tasdik ederler.

1- Bizim paramız haddizatında metre sistemine göre tertip edilmemiş olmakla beraber kuruşa kadar olan miktarları desimaldir. Asıl işi bozan yalnız kuruşun “40 para” itibar edilerek kırka ayrılması şeklidir. Kuruşu kırka değil, 100’e ayırıp buna yeni bir isim vermek veyahut “para” demek daha doğru olur. Meselâ “yüzpara” deyince, şimdiki kuruşun iki buçuk misli hatıra gelmeyip, bir kuruş olduğu anlaşılmalıdır.

2- Daha önceleri “kıymet vahidi kıyasîsi” kuruşdu. Hesap işlerinde ve daha bazı yerlerde kuruş (40 para) âşarî usûlün hesabı kolaylaştırmasından dolayı 100 santim itibar edilip, bir paraya da 2,5 santim nazariyle bakılmaktadır.

Evet, kıymet vahidi kıyasîsi kuruş olunca böyle bir düşünce de doğrudur. Fakat bugün, Türkiye Cumhuriyeti kıymet ölçüsü olarak “Türk Lirası” kabul etmiştir. Buna nazaran kuruş da liranın
1/100’üdür. Binaenaleyh bugünki bir kuruşumuz da bir santim mevkiinde bulunuyor demektir.

Pek tabiidir ki santim olan bir şeyin, kendisinden küçük parçalarına da santim demek hatalı bir ifadedir. Buna “milim” demek veyahut millî bir isim vermek daha doğrudur.

3- Bugün elimizde mevcut bulunan kuruşluk hakiki paralarımız tedavülde ihtiyacı temamen karşılayamadığından bunun eczasına lüzum görülmüş, 10 ve 20 para’lıklarımız meydana getirilmiştir. Binaenaleyh kuruşu 100 müsavi parçaya ayıralım ve bu 100 parçadan birine de “bir milim” yahut “bir para” diyelim.

Bu para öyle bir manâ ifade etmeli ki, 10 para deyince şimdiki kuruşun 1/4’ü değil, onda biri; 5 para deyince 1/20’si, yahut da 50 milim hatıra gelmelidir.


4- Gerek kıymeti mevzuası ve gerek kıymeti hakikiyesi az olan kuruşun parçalarının çoğaltılması, kullanışda ve hesapda ve bütün işlerde birçok müşkülâtı doğuracağından, hakiki para olarak kuruşu yalnız 10 müsavi kısma ayırıp, her birine “10 para” ismi verilmeli veyahut “10 milim” denilmelidir. 10 para’dan aşağıları ancak hesap işlerinde ve itibarî olarak kullanılmalıdır.

İşte şuracıkta yapılacak külfet, elimizde bulunan bir kuruşu 40 para itibar edip, her biri onar para’dan ibaret dört parçaya ayırmayıp, her biri onar milim’den ibaret 10 parçaya ayırmakdan başka bir şey değildir.

5- İşte yukarıdan aşağı sayılan faydalarını komple olarak görebilmek için, bütün ölçülerimizin anası olan metre ile muvazi tutmak daha faydalı olacağı zannile şu cedvel tertip edilmiştir:


İşte kıymet ölçüsü olan lira ile, ölçülerimizin anası olan metre ve eczası yan yana tutulunca görülüyor ki, santim’e kadar beraber yürüyorlar, yalnız milim’e isabet eden para bugünkü şeklile aykırı geliyor.

(Para hakkında kısa birtarihce yapalım.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder